Zuhal'in Müzesi

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Evimize hırsız girdi.

Evet salı günü biz iş yerlerimizde başkaları için çalışırken başkaları da gelip bizim evde çalışmış. Önce bir güzel levye ile kapıyı açıp yatak odamıza girmişler ve tuvalet aynam başta olmak üzere her yeri aramışlar.

Bir yabancının eşyalarına dokunduğunu bilmek birşeyler çalmış olduğunu bilmekten daha kötü bir duygu. Neyseki çalınan tek şey fotoğraf makinem olmuş gibi. Gibi diyorum çünkü emin olamıyorum. Belki sonradan arayıpta bulamadığım birşey olursa diyeceğimki; ''evet çalınmış''.

Üstelik sadece bizim daire değil bizim kattaki iki daireye girmiş, diğerine de girmeye çalışmış, kapıda zorlama izleri var.

Olay şöyle gelişti;

Önce eşim eve gelmişti. Ve evde bir dağınıklık farkedince hemen beni aradı buraları sabah çıkarken sen mi dağıttın diye. Yok mok derken eve geldim ben de bir gezdim şöyle. Çalınmasından korktuklarım yerli yerinde, birşey çalınmamış gibi. (Henüz fotoğraf makinesinin gittiğinin farkında değiliz) Hatta dedikki ''birşey alınmadığına göre bu hırsız hala evde olmasın, biz çıkalım polisi arayalım hemen'' Öyle de yaptık. Yaklaşık 5-10 dakika sonra ekip arabasından 3 polis indi.

-Siz misiniz arayan?

- Evet biziz. Buyrun çıkalım.

Neler dağılmış?. kapı nasıl açılmış?, neler çalınmış?, şikayetçi misiniz? vs. gibi sorular.

- E tabi şikayetçi olalım birşeyimiz çalınmasa da evimize tecavüz edildi yani, tepkisiz mi kalalım

-İyi o zaman biz gidelim birazdan olay yeri inceleme gelecek.

-Güle güle, teşekkürler.

5 dk sonra, yine 3 polis memuru(sivil)

-evden kaçta çıktınız, eve kaçta geldiniz, birşey çalındı mı? vs.

Birkaç da fotoğraf çektiler. Birinde ben ellerimi açmış gösterir halde poz veriyorum. Artistik yani. O fotoğraf makinesinin flaşı patladığı anda o yöne doğru yürüyordum, tesadüfen kadraja girdim. Amerikan filmlerinde, cinayetin ardından olay yerine gelip fotoğraf çeken, kahve tonlarında takım elbise ve yine aynı tonlarda  fötr şapka takan dedektif geldi gözümün önüne o anda.

-Birazdan parmak izi için ekip gelecek.

Gittiler.

5-10 dk sonra

3 polis memuru daha parmak izi almaya geldi.

İlk soru;

 -Birşey çalındı mı?

Ne çok sordular bu soruyu. Birşey çalınmadıysa problem yok sanırım.:))

Tuvalet aynasının üstündeki kutular parmak izi vermezmiş ama yine de baktılar, kutularım simsiyah tozlandığıyla kaldı.

Gittiler.

Bu arada saat 22:00 oldu. Engin karakola şikayetçi olmaya gitmişti.

Bir süre sonra bizim katın koridorundan polis telsizi gelmeye başladı, Dedim 'herhalde benim koca polislerle geri geldi, sevmediğimiz komşulardan şikayetçi mi oldu ne deli' derken merakımdam kapıyı açtım. Bir baktım bize gelen polisler. 

-Bak bir tek sizin eve girmemişler buraya da girmişler'. '

Ay çok rahatladım(!!!)' dedim içimden. Komşular da korkunç yani. Bizim evde bir tantanadır gidiyor, polisler girip çıkıyor, kapı ardına kadar açık 'ay bize de hırsız girmiş' demiyorlar. Bu nasıl bir zihniyet, biz girmedik ya evinize!

Neyse... Hırsızdan aldığımız derslere gelelim

1-Birşey çalınmadıysa ya da çalınmadı sanılıyorsa devletin polisi meşgul edilmekten çok haz almıyor. Evinize yabancı biri girmiş, her yeri kurcalamış çok da tııınnnn!  ''abla neler var bu ne ki'' durumu.
2-Hırsız dediğin çok da akıllı değil, ne kadar kutu, kutucuk,kesecik varsa içlerini aramış. Değerli eşyalarımızı kuytu köşelerde bu şekilde saklamıyoruz. Benim gibi her türlü kutuyu, keseyi de saklamamaya özen gösterin,daha çok dağınıklığa sebebiyet veriyor, içinde birşey var sanıyor :)) Ne kadar çul çaput varsa eve soktuğumu düşünmüştür hırsız. Haksız da sayılmaz.
3- Apartman sakinlerine; olur olmaz herkese, her zili çalana aprtamn kapısını açmıyoruz. Diafon takılmış her daireye 'kim o' diye bir sesleniş çok zor değil.
4- Apartmanda değişik bir hareketlilik varsa lütfen birazcık merak edip ilgileniyoruz. Zira apartmanın önüne biri kamyon çekip evi boşaltsa hiç kimse ne oluyor burda demez . Ben de demem. Hiç tanışamadığım komşularımdan biri taşınıyor diye düşünürüm.
5-En önemlisi kapının her kilidini kullanıyoruz. Üstten alttan ne kadar kilit varsa. Biz yukardan kilitlemiyorduk bir süredir kapı zor açılıyor diye.
6- Aslında hırsızlar için kapıya elektrik bile verebiliriz. Biz evde çıkınca devreye giren bir sistem.Yapışıp kalsın açmaya çalıştığı kapıya.
7- Komşularla samimi oluyoruz.sabahları asansörde karşılaşınca 'günaydın' ya da akşam eve girişte karşılaşınca 'iyi akşamlar' demekten öteye gitmeliyiz. Komşuluk kavramı pek gelişkin değil günümüzde malum. Kimseyi hatalı buluyor değilim ben de yabancıyım komşularıma. Halbuki insanın insana her zaman ihtiyacı var. Bunu unutmamalı.

Sonuç olarak

Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar.

3 yorum:

fiamma dedi ki...

geçmiş olsun ucuz atlatmışsınız da o eşyalarının ellenmişliği duygusunu uzun bir süre taşıyacaksınız maalesef:(

neval dedi ki...

umarım yakalanır pislükler,size de geçmiş olsun.insan soğuyor evinden de .

Zuhal'in Müzesi dedi ki...

fiamma, teşekkürler. sorma hiç. o duygu yüzünden gardroptaki herşeyi yıkadım. Dolabı sildim tekrar yerleştirdim. Bir de iş çıkardı bana hırsız. :))

Neval, yakalanmaz, öyle bir umudum yok. bu kadar cesur olmasalar yeter. paranoyak oldum evin çevresindeki herkesi gözetliyorum ben de.