Zuhal'in Müzesi

31 Aralık 2009 Perşembe

kırmızı iç çamaşırı


Bu yıl en son çocukken annemle gerçekleştirdiğimiz yeni yıla yeni çamaşırla girme seramonisini gerçekleştireceğim tekrar. Belki hayat üzerinde olumlu bir etkisi olur diye denemekte yarar buluyorum... Noel babayı bekleyemeyeceğime göre yapabileceğim en iyi şey bu...

2010...Ahhhhh ahh...Umarım hayallerimizin çoğu gerçekleşir... Çok birşey de yoktur yani hayallerimin arasında...Koşullar ne olursa olsun huzurlu, sağlıklı ve mutlu olmak her zaman en büyük arzumdur...Ama.........Bunun yanısıra sınırsız düşünmeye başlarsak güzel bir listem var.  ((:
***Yaşadığım şehri değiştirmeden aileme yakın olmak istiyorum. Onları her gün görmek istiyorum.
***Ve de hep sağlıklı kalsınlar istiyorum.
***Başım sıkıştığında çalacağım bir kapı istiyorum.
***Piyangonun büyük ikramiyesi bana çıksın. Çoooookkk isytiyorum.
***Daima Polyanna gibi gülelim hep iyiyi düşünelim istiyorum....:)))))))
***Ünlü olsam diyorum...Hiç fena fikir değil...
***Yemek yapmak istemiyorum..Yani eve bir hizmetçi istiyorum kısaca.:))))
***Tüm borçlarımız bitsin istiyorum.Malum orta halli aile sendromu.
***Güzel bir işim olsun ama mutlu olduğum bir işim olsun istiyorum.
***Yurt içi tatilleri yapmak istiyorum.
***Yurt dışı tatilleri de yapmak istiyorum.
***Her gün çılgınca alışveriş yapmak istiyorum. Sınırsız limit.
***Kanımdaki demir seviyesi hep yüksek olsun istiyorum :))
***Eşim horlamasın istiyorum.
***Kışın Mersinde hava dışarda çok güzelken evde üşümek istemiyorum.
***Eşim iddaa dan parayı götürsün istiyorum.
***Ama belgesel ve maçtan nefret etsin...
***Bir de eşimin iş stresinden sıkıldım.Biraz rahat olsun istiyorum.
***Kuzenimin oğlu Ege'yi hemen şimdi görmek istiyorum.
***Kendime ait bir ''jeap''  istiyorum.
***Bir ev istiyorum.
***Bir de yazlık...(ne kadar banallll:))
***Gökyüzü hep güneşli olsun istiyorum.
***Üniversiteyi yeniden okumak istiyorum.
***Geçmişte eğlenemediğim bölümleri baştan almak istiyorum.
***Aynı adamla tekrar evlenmek istiyorum. Amaaaa... Tüm bu yaşanan hazırlık tantanasını uzata uzata keyfini çıkara çıkara :)) Kabul etmez heralde:((
***Uzaya gitmek istiyorum.
***Aya da çıkmak istiyorum.
***Doğup büyüdüğüm şehrin (Zonguldak) çok değiştiğini ,geliştiğini görmek istiyorum. Bu herkesin hakkı...
***Yaşadığım şehrinse (Mersin) profili değişsin istiyorum...
***İtalya'ya gitmek istiyorum.
***Acil bir de Yunanistana...
***Yeni bir fotoğraf makinesi istiyorum.
***Garajda bir de motor olsun isityorum.
***Adımı marka yapmak istiyorum...Ama ürün ne olur bilmiyorum :)) (Projelerim yok değil ama)
***Yeni arkadaşlıklar ve dostluklar edinmek istiyorum. Ama pozitif olsunlar lütfen...
***Karavanım olsun da nerde akşam orda sabah yaşayayım istiyorum.
***İstiyorum da istiyoruuummmmm..daha neler istiyorum............Bunları istemeyen var mı?

İnsan dediğimiz yaratık arsız oluyor canım. Bu ne böyle...Ama aklımızdan geçmediğini kim inkar edebilir??Son çare kırmızı iç çamaşırı...deneyin derim...

HERKESİN YENİ YILINI KUTLARIM...HERŞEY GÖNLÜMÜZCE OLSUN...


NOT: 1 ocak 2010 itibariyle büyük ikramiyenin  bana çıkmadığını öğrendim.  :((

20 Aralık 2009 Pazar

9 Aralık 2009 Çarşamba

Yorumsuz


















Okumaktan zarar gelmez, oku, ama lanet okuma!
Emek ver, kulak ver, ama hiç bir zaman boş verme!
Rakibini geç, sınıfını geç, ama hiç bir zaman gülüp geçme!
Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama, hiç bir zaman yerinde sayma!
Yaklaş, konuş, tanış, ama uzaklaşma!
Hedefe koş, serhada koş, yardıma koş, ama ortak koşma!
Paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama sırrını verme!
Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama ağzını açma!
Zulmü devir, nefsi devir, ama can devirme!
Ev al, araba al, akıl al, ama beddua alma!
Eşini sev, işini beğen, aşını beğen, ama kendini beğenme!
Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama ihanet etme!
Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol, ama bölücü olma!
Ne yap, ne yapma, itil, atıl, ama satılma!
Seslen, uslan, ama yaslanma!
Doğrul, devril, ama eğilme!         


MEVLANA

23 Kasım 2009 Pazartesi

Özdemir Asaf


DÜN SABAHA KARŞI

Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum


                                 ÖZDEMİR ASAF



Bireyin kendisiyle olan daimi çelişkisini anlatan ne güzel bir şiir. Okudukça kendimi görüyorum hecelerinde. Özdemir Asaf işte...  ''Hazır Cevap  Şair''. Bana da böylesi gerekli zaten. Biz daha ne oluyor  der dururken  o çoktan açıklamış da bize bulup çıkarması kalmış bu mısraları. Kopya çekiyoruz sizin anlayacağınız.

Benim ekip de böyle birşey işte. Kendisiyle vuruşur durur. Hem de günün her saati. 

Çelişkide olmayan insan varmıdır?  Yoktur sanırım. Sadece bunu anlayamayan ya da anlayabileceği kadar kendisinin farkında olmayan insan vardır. Gece gece benim de başka işim yok mu taktım  buna. Öffffff...İnsan beyni işte gece gündüz demiyor. Adam gibi saatlerde yorsak kafamızı bazı işlere belki daha hayırlı olacak  ama yoookkk gecenin köründe zihnimizi bulandırıp uykularımızı kaçırmazsak olmuyor. Başka türlüsünü yapamıyoruz. Yapamıyoruz derken kendimi kastediyorum tabi ama birçok insan böyle biliyorum. Hatta beterin beteri var biliyorum. Ben normal sayılıyorum yani :)) Kapatalım nu konuyu derinleşmeden. Uyuyalım . Zihnimiz açılsın:))

18 Kasım 2009 Çarşamba

2012

Bir Amerikan rüyası filmi daha...

Maya takvimine göre 21 aralık 2012'de dünyanın sonu gelecektir. Sağolsun Amerika da bunu önceden bildiği için, bazı gelişmiş ülkelerle işbirliği içerisinde, dünyanın sonunu getirecek felaketlerden korunabilmek için büyük gemiler yapılmasını sağlar...Bu gemilere de sadece bu ülkelerin en zenginleri binebilecektir.  Gemiler de işçilik ucuz diye Çin'de yapılır :))  . Malum parasal açıdan iş oldukça külfetlidir...Filmin bir yerinde İngiltere kraliçesi köpeğiyle gemiye çııkmaktadır :)) Bakmayın eleştirel yazdığıma ben böyle filmleri çok severim. Yaşanan aksiyon ve hayat mücadelesini izlemek hoşuma gider. Ama işte yine de Amerikan hegamonyasını görmek bir yerde önüme buz dağını koyuveriyor...Neyse...Bu münasebetle Maya takvimine göre burcumu merak edip buldum...12 CİB...Cib baykuş anlamına geliyor...Bu arada 21 Aralık benim doğum günüm...Ne kadar çok 12 ya da 21 bağlantısı var yaşamımda...21 Aralık doğum tarihim...12 cib Maya takvimine göre burcum...Dünyanın sonu da 2012'de gelirse...Vay halimize :((

atlas

Titan Iapetos ile deniz kızı Klymene'nin oğludur Atlas. Tanrıların babası Zeus' a saldırmaya çalıştığı için cezalandırmıştır Zeus onu. Neyle mi? Yerküreyi omuzlarında taşımakla. Bu mitolojide  Dünyayı taşımaktan kasıt, sadece dünyayı ağırlık olarak kaldırmak mıdır? Yoksa tüm dertleriyle yüklenmek midir?  Bu yoruma açıktır...

Zaten Atlas'a bu yük ağır gelmiş olacak ki Heraklesten yardım ister. Bir nevi danışıklı dövüş yani. Atlas Herakles'in  peşinde olduğu elmaları getirebileceğini söyler. Yeter ki o gelene kadar Dünyayı biraz omuzlarında taşısın. Bir süre sonra elmalar geliiiirrr ve Yerküreyi Herakles yüklenir. Bu  defa da Yerküre,  Herakles'e ağır gelmiş olacak ki   Atlas'a geri vermeye çalışır. Daha doğrusu elmaları aldı ya Atlasla işi bitmiştir.  Bir şekilde yükü sahibine  verir de...Ne paslaşma ama...Atlas çaresiz yine omuzlanır yükünü. Tek yapabildiği Herakles'in arkasından çaresizce haykırmak olur. Kolay değil bir ömür Dünyayı sırtlamak...

Şimdi biz kendi hayatımızı yüklenirken sadece, bazen ne taşınmaz yük oluyor...Biraz hafiflese, şunu da biri alsa üstümden falan oluyoruz....Paslaşacak adam şart yani :)) Ya rahat taşıyacaksın hayatı; omuzlarındaki gelip geçici bir yük gibi (zaten gelip geçici değil mi?) ya da çok dertlenmeyeceksin...Ben bunu uygulayabiliyor gibi yazdım ama bu da yazımızın ''hayat dersi'' konusu  olsun diye çekinmedim :))) Bana düştü ya hayat dersi vermek :))