Zuhal'in Müzesi

11 Temmuz 2010 Pazar

kpss çıkmazı

Bu ülkede yaşaıyorsanız hayatınız boyunca türkçe, edebiyat, matematik, coğrafya, vatandaşlık bilgisi gibi derslere idmanlı olmak zorundasınız.  Henüz ilköğretimde okuyan öğrencilere bunun nasihati veriliyor mu acaba?

Lisedeyken okul müdürü çıkıp ''evladım bunlar hayat boyu lazım size'' derken yoksa bunu mu kastediyordu? Vallahi ben bunu kastettiklerini anlamadım, anlayamadım. Zannettim ki üniversite eğitimim çıkacak hayat boyu önüme beni test etmek için. Zannettim ki üniversiteyi bitirince adam olacağım, bi halta yarayacağım...Ama nedense ne olmak isteseniz bu memlekette yukarıda saydığım şu dersler var ya onların idmanı gerekiyor.

Matematikte hala üçgenin bilmem nesi...Bana günlük yaşamda üçgenin iç açıları toplamı hiç lazım olmadı. Ya da tanıdığım hiç kimse telefon açıp karadenizin iklim koşulları tarımı nasıl etkiliyordu diye sormadı. Size sordu mu?

Aldığımız diplomaların hiç bir önemi yokmuş gibi ''gel bakalım bizim adına genel kültür ve genel yetenek dediğimiz şu testlerde nasılsın bir göster kendini' 'diyorlar. Dört yıl boyunca bir bilim dalına odaklanarak onun eğitimini verdiklerini kendileri de unutuyorlar.

Bugün sınava gireceğim okula gittim...Etrafıma şöyle bir baktım. Yeni mezun çok tabi sınava girecek. Ama büyük bir çoğunluk daha var ki benim gibi...Acınası halde. Büyük ihtimalle özel sekttörde çalıştığı için kendi işini yapamayan ya da az para kazanan. Belki hiç işi olmayan. Evli barklı, çoluk çocuk sahibi ama hala hayatta tutunacak sağlam bir dalı olmadığı için bu gerizekalı sınavın peşinde aynen benim gibi sürünen insan yığını.

''Hazırlanamadım ama Türkiye burası ne olur ne olmaz bir yerlerden torpil buluruz da belki azıcık puanımızla bir yerlerde devlet memuru oluruz'' diyen. Benim gibi ''Allah belasını versin bu sınavın'' diye söylenen ama tıpış tıpış giden. Hem sınava hazırlanıp hem de Ankaralara taşınarak meclis civarında kendine torpil arayan. ''Sınavım iyi geçse bari'' değil de ''torpilim işe yarasa bari'' diyen. Birçok torpil patlıyor. :)) O da olmadı ''sözleşmeli kadrosuyla girerim, puanınmın o zaman bir önemi olmaz, geçen sefer kpss ye girmedim diye bizim eleman benim işi halledemedi'' diyen. Sözleşmeliden kadrolu memurluğa geçerken puanın bir önemi yok çünkü. Daha neler neler...

Gerçekten çalışıp, sınavda heyecandan elleri titreyen ama sonuç açıklandığında 2 puan yüzünden hiçbir yere atanamayanlar ne yapsın ya...

Dersane piyasası var bir de...İlkokuldan başlayarak dersane takviyeli eğitim öğretim görüyoruz. Devletin eğitimi yetersiz çünkü. Üniversite bitiriyor, ondan sonra da kpss için dersanelere gidiyoruz. Yok böyle birşey. Dünya da bir örneği daha var mı acaba bu yaşadıklarımızın. Bu tuhaf sistem biryerlerde daha varsa bilmek istiyorum. Gerçekten merak ederim.

Elalem açlıktan ölüyor ama dersanelerin milleti sömürmesine bir dur diyen olmuyor. Aaaaa...Trajikomik...

Böyle böyle düşünerek şu kpss denen can pazarında binbir umut arayan binlerce milyonlarca insandan biri olmanın ezikliğini yaşıyorum...

Devletim de kendini ezik hissediyor mu gencecik vatandaşlarına bir umut kapısı aralayıp sonra da parmaklarını kapıya sıkıştırdığı için?

7 Temmuz 2010 Çarşamba

çaydanlık kireç tutmasın diye...


Yıllar önce bizim evde annemin çaydanlığından hep tıkır tıkır bir ses gelirdi. Eş dost da öğrenmiş aynısını kendi evindeki çaydanlıkta uygulardı. Bu ses ne miydi? Deniz kabuğu tıkırtısı... Çaydanlığın içine bir tane deniz kabuğu atıyorduk ve kireç tutmasını engelliyorduk. Ondan sonra neşeli tıkırtıyı dinleyedur... Çok keyifli  geliyor o ses çaydanlık kaynarken.

Deniz kenarından topladığınız deniz kabukları işte bu işe de yarıyor. Deneyin derim.



67 den memleket...

Zonguldak ne bitmez bir yaradır içimde... Hem gitmek istemediğim hem orda olmak için delirdiğim... Ben aslında sadece haritadaki yerini değiştirmek istiyorum işte bu kadar... Mesafeler kısalsın. Hem yüreğimde hem yollarda...

Tavşanları da hep bu yüzden 67'den yaptım. 67 varken 62'den neden yapayım ki...Yaptığım tüm tavşanlar kaçtı o ayrı mesele...Şimdi hayat boyu kaçan tavşanları kovala işin yoksa...

67'den memleket yaptım kendime onu da kaçırdım elimden. Amannnn...Allah cezasını versin herşeyin ve herkesin diyerekten noktayı koyuyorum bu gece...Dalamayacağım şimdi bu ağır konuya, içinde boğulma olasılığım % 100 çünkü...Hadi iyi geceler kendime...

2 Temmuz 2010 Cuma

Bu yaştan sonra pilot olunur mu?

Saat 22:52...

Günün yorgunluğundan hem eşim hem ben oturma odasında kendimizi bir yerlere savurup göz kapaklarımızla kavga ederek bir iki saat daha oturmaya çalışıyoruz. Ben internette hababam dolanıyorum, gün boyu bakamadıklarıma bakıyorum...Yanımda büyük bir bardak su arada bir yudumluyorum. Malum burası Mersin... Sıcak...Çok fazla konuşmaya mecalimiz yok. Enerji hiç yok. Zaten evlilik kurumunun gevezesi olarak ben konuşmazsam onun tuhaf belgesellerden başını kaldırıp iki cümle kuracak hali yok. İzledikçe iyice  düşüyor göz kapakları.

Derken şahane memleketimin alavere dalavereci sınavlarından biri olan ÖSS, oturma odasının ortasına düşüyor. ''Şimdiki sorular daha kolay'' filan...Orta yaşını bulmuş insanların veletleri beğenmeme, salak bulma tripleri işte...

Diyor ki ''tekrar sınava girsem bir okul daha mı okusam''. Nasıl gözü kesiyorsa... Ben istemem mesela. Bir ay okuyup cerrah olcaksın, hemen ikinci ayda da bok gibi para kazanmaya başlayacaksın deseler yine de okumam. Öğrenci olmak istemiyorum artık. Bana kalırsa yeterince okudum. Zaten hayat hep bir öğrencilik hali...Sanki eğitimini aldığım bilim dalı el üstünde mi tutuluyor şu şahane memleketimde de ben bir üniversite daha bitirince kıymettim artsın. Peehhh. Kendi mesleğimi bile yapamıyorum. ''Boşveeer''... ''Başka işin mi yok''

Neyse... böyle düşünürken ve düşüğndüklerimin bir kısmını da dile getirirken ''ne okuyacaksın?'' peki diye soruvermiş bulundum. Cevap ne oldu dersiniz; ''Kara harp okulu... bu yaştan sonra pilot olabilir miyim?'' oldu.

Kara harp okulundan nasıl pilot çıkacak bilemiyorum :)) Ben de ''üzülme pilot olmak kolay, devirisin bir şişeyi anında pilot olursun'' dedim ''Hem de dünyanın en keyifli pilotu :))''

Tekrar üniversite okumak bir yana dursun, bizimki daha içmeden pilot olmuş...

Bizden ancak otomatik pilot olur artık.  Her gün otomatik olarak aynı saatte kalk aynı şeyleri yap.İşe git gel, yemek ye, uyu, gerekliyse seks yap. Her gece aynı saate uykun gelsin. Her sabah alarm bile çalmadan uyan. Bigisayara karşı oyun oynar gibi yarıştır kendini kendinle...

İşte... ''Otomatik pilot'' devrede. Çünkü sahici pilot paraşütle atladı ve bir adaya düştü, hayal aleminde yaşamına devam ediyor...