Zuhal'in Müzesi

27 Haziran 2010 Pazar

Transparan buzdolabı

Buzdolabımda cin var... içerde bir cin olmasa ben neden sürekli gidip gelip bozdolabının kapağını açıp bakayım. Gözüm neyi keserse neden ağzıma atayım...Tüm bunların sebebi buzdolabı cini...

Açlıktan veya sıkıntıdan mideniz kazınmaya başlayınca çıkıyor buzdolabı cini. Hep aynı noktadan buzdolabının içindeki ampulden çıkıyor. Buzdolabının kapağını açınca neden ışığı yanıyor zannediyorsunuz. :))

Cinin bizi çağırma seramonisi midenin kazınmasıyla başlar. Buzdolabına doğru ilk adımı  attığınızda tamamalanmış olur. Sonrası malum zaten. Kendinize geldiğinizde elinizde bir bardak soğuk suyla bulursunuz kendinizi. Ya da bir şişe soda. :))


Ama birileri üşenmemiş böyle kötü alışkanlıkları adeta perçinlemek adına  şeffaf buzdolabı üretmişler. Bu buzdolabının önünden geçilmez önünde gün boyu oturulur. Sonumuz obezite... :)) Ama tabi enerji tassrrufu sağlar, ona birşey diyemem. İki saat buzdolabının kapağı açıp seyre dalıp hangisinden yuvarlasam diye düşünmekten de iyidir heralde. Bedava verseler almam, ama tasarım harika...Bana gitmez...

17 Haziran 2010 Perşembe

windows happy-life 2010


''Hayatımızın hangi aşaması en mutlu olduğumuz zamandır?
gelecekte mi ''o zaman''  yoksa yaşanmış bitmiş mi?
O kadar çok değişiyoruz ki biz insanoğlu,
bizim hızımıza mutluluk yetişebilir mi?''

diyen bu dizelere inat her çağda mutlu olmalıyız değil mi? Yaşamdaki her türlü değişikliğe karşı otomatik güncelleme yapabiliyor ruhumuz ve bedenimiz. ''Windows happy-life 2010''  :))

13 Haziran 2010 Pazar

değişik saksılar...

Nelerden saksı yapılır diye hiç düşündünüz mü? Yoksa şu bizim hafta sonları keyifle köy kahvaltısı yaptığımız bol çiçekli bahçenin sahipleri gibi her türlü eski eşyayı evirip çevirip saksı olarak kullanır mısınız? Bahsettiğim  objeler yoğurt kabı ya da yağ tenekesi değil. Bu kadar basit değil. :))



Su kabağından saksı yapılmasını anlıyorum çok hoş görünüyor zaten. Ben de bir yazı yazdım su kabağından saksılarla ilgili. Ama bu bahçede bir iki değişik saksı daha var ki hem şaşırtıcı hem güzel. Biraz işlem görseler daha orjinal ve ilgi çekici olacaklarına eminim. Yine de düşünce tarzını çok kıskandığımı itiraf etmeliyim. Eski bir semaveri saksı yapmayı ben düşünemezdim çünkü.   Semavere şöyle bir bakınca, çiçeğin suyunu fazla kaçırısanız musluğundan gidiverecek gibi geliyor. :))Bu fikir de nedense düşünürken çok hoşuma gidiyor.

Semaveri içinde çiçekle görür görmez ilk aklıma gelen ''acaba koyu maviye boyansa nasıl görünür?'' oldu. Çünkü böyle bir saksı kendini göstermeli, daha çarpıcı olmalı.



Megafon fikrini ise koşulsuz takdir ediyorum...Çok beğendim. Formuyla saksı olamaya çok müsait zaten.

Bu arada fotoğraflar çok güneşli çıktı kusura bakmayın...Ortam o kadar güneşliydi ki ne çektiğimi göremedim bile...

6 Haziran 2010 Pazar

Merdiven inişlerine alternatif çocuksu bir çözüm...


 Londra'da yaşayan tasarımcı Alex Michaelis tarafından ev merdiveni yanına uygulanmış tasarım görüldüğü  andan itibaren insana keyif veriyor. 

Bir çocuk için bu tasarımla büyümek ne kadar masalsı olur kim bilir.

Ama emnim sadece çocuklar değil anne babalar da iniş için kaydırak kullanmayı tercih eder.

''Adalı'' Bodrum sandaletçisi...Mersin...


Biz gladyatör sandaleti almak için Bodrum'a kadar gitmiyoruz....Üstelik son birkaç yıldır moda olduğu için büyük alışveriş merkezlerinin numaradan yaptıkları % 50 indirimlerle alabilmek için ayaklarımızı da şişirmiyoruz. Hemen şurda yaşadığımız şehirde Bodrumdakileri bile Mersin'e alışverişe getirebilecek bir sandalet ustası var çünkü...Ahmet Yeşilırmak...Adalı Bodrum Sandaletçisi...




Ahmet Yeşilırmak, Adalı sandaletçisini 30 yıldır aynı yerde, Mersin'de Kiremithane mahallesindeki yerinde gayet mütevazi bir şekilde sanatıyla birlikte yaşatıyor. Sadece kadınlara değil erkeklere de hitap ediyor. Ortaya koyduğu ürünler  gerçek deri, kişiye özgü  model ve tabiki el emeği olmasıyla  paha biçilemez...

Siparişinizi verirken özel tasarımlar yaptırabiliyorsunuz. Hayalinizdeki sandalet bu ustanın elinden sadece sizin için emek veilerek ve zaman ayrılarak yapılınca giymesi daha zevkli oluyor..

Dükkanın duvarlarını yaptığı sandaletler ve basında çıkan haberler süslüyor.