Zuhal'in Müzesi

23 Nisan 2011 Cumartesi

Benim 23 Nisan'ım

İçinde bir çocuk yüreği taşıyan herkesin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun...

Benim 23 Nisanlarım çocukluğum boyunca şöyle geçti;

23 nisanlarda hep bir etkinlikte olurdum.Gece eve, Zonguldak'ın meşhur bitmek tükenmek bilmeyen merdivenlerine dayanamayarak, babamın kucağında, yorgunluktan baygın düşmüş halde girerdim. Küçük bir kız çocuğu işte...

Ama çok severdim o yorgunluğu, çok keyif alırdım 23 nisandan. İlkokul hayatım boyunca Zonguldak halk oyunları ekibindeydim okulda. Şıkır şıkır bir oyun,sadece bayanlar oynar. Biraz oynak sayılırım hala, bundan ileri gelir. :))

23 Nisan günü sabah saatlerinde evden çıkar, provalar,okul da toplanmalar, gez,toz falan... En son akşam, kapalı spor salonunda tüm okullar hünerlerini sergilerdi. Ondan sonrası zaten yorgunluktan baygın düştüğüm aşama.

Aslında çocuk duruşunda, böyle oyunlar acemi bir güzellikle duruyor. O zamanlar insan kendini profesyonel sanıyor o ayrı :))

Çocukken 23 nisanlarda hep özel hissettim. Sadece kendimi değil bütün çocukları, Bize bir bayram hediye edilmiş olmasını her zaman büyüleyici buldum. Hala da öyle hissediyorum. İşte bu yüzden hala heyecanla karşılıyorum 23 nisanı herhangi bir kutlamam olmasa bile.

Bir çocuğum olursa şayet, geri kalan hevesimi de onunla beraber almayı umuyorum 23 nisandan. Doğur, büyüt, 23 nisanı anlar yaşa getir, provalar, gösteriler, kostümler, balonlar... Daha çok yolum var.  :))

Büyüdükçe bu tatlı yorgunluklar azaldı,azaldı,azaldı ve nerdeyse bitti. Şimdi 30' lu yaşlarımda tatlı yorgunlukların hayatımızda daha çok olması gerektiğine inanıyor ve bunun için çabalıyor olsam da ol-mu-yor. Bu defa önümüzde bir sürü engel...Üzerimizde sadece acı bir yorgunluk...Günlük sıkıntılardan derbeder oluşlar...

İçimizdeki çocuğu yaşatmak o kadar zor ki... Bir defa büyüyünce, içindeki çocuğu araki bulasın. Yatağın altına saklanmış da inadından çıkmıyor gibi.

Elinden balonu alınmış da küsüp gitmiş gibi.

''Nasıl ikna edebilirim onu acaba''...

Ama hiç büyütmemiş olsak öyle mi? Bir çikolataya kanar belki.

Ben yine kanarım o ayrı :))

***
Bu yazıyı yine de eleştirel bitireceğim; 23 Nisan için birçoğumuzun yapacağı şey facebook'taki profil resmimizi değiştirmek, sonra da gün içinde 2-3 tane müzikli gönderi yapmak olacak. Sadece yarın değil her önemli günü bu şekilde kutluyoruz artık. Ama ben sokakta kutlamak istiyorum her özel günü. Kalabalıkların arasında. Şimdi sıkıyorsa çocuğunuzu kalabalıkların arasına sokun da görelim. Ama biz çocukken annemiz babamız her dakika peşimizde değildi. Okula bırakıp okuldan almazdı. Şimdi de eviyle aynı sokaktaki okula gidiyor çocuklar ama ebeveynleri okulun önüne kamp kuruyor. Bunu yapmakta, endişelenmekte haklılar mutlaka. Sokaklar artık güvenli değil.

Annem de beni çocukuluğum boyunca uyararak büyüttü küçük bir kentte yaşadığımız halde. Dışarıda kimseye kanmamam gerektiğini hep vurguladı hep hatırlattı çalışan ve her zaman yanımda olamayan bir anne olarak.Bu uyarılar gözümü açtımı bilmiyorum. Hala safım biraz. Ama en güzel alışkanlığım çocukluğum boyunca, herşeyi paylaşmak oldu annemle. Ne olursa olsun hep yanımda olduğunu bildim. Okuldan bile kaçsam söyledim,''bütün arkadaşlarım kaçtı ben de kaçtım'' dedim. Hiçbir zaman da sert bir tepki almadım. Bence annemin yaptığı doğruydu. Hiçbir baskı beni yanlış bir yola itmedi, ne çocukken ne de büyürken Doğru insan mıyım. Hayır, elbette değilim. Ama şimdiki çocuklar gibi de değilim. Annem ya da babam beni oyalanayım biraz diye bilgisayardan oyun açmadılar çünkü. Sokakta çizgi oynadım. Etüt merkezlerine ödev yapmaya gönderilmedim. Bu yüzden şimdiki çocukların yanında  saf kalıyorum. Yaşamdaki yarışa hazırlıklı büyüdükleri için. Bizim dünyadan haberimiz yoktu. Sadece çocuktuk

Ben aslında hala sokakta vakit geçirmeyi severim. Facebook'ta 300 kişiyle gönderi paylaşmaktansa  iki arkadaşmla güneşli bir havada kahkahalar atarak, bağıra bağıra konuşarak, gerçek kahve içerek (facebook'ta resim yolluyoruz hani birbirimize ve içimiş kadar oluyoruz:)))) birşeyler yapmayı severim. Her yaptığımı da herkes bilmesin isterim. Tweet ile hayat mı geçer? ''Gel ben burdayım takıl bana'' yazsan kimse gelmez. ''e tamam netten payşlaşıyoruz ya, beni kaldırma şimdi pc başından 3 dakikalık şey için, iki resim at görelim''...

***

Ne biçim bir bayram kutlama yazısı oldu. Nerden nereye nasıl geldim ben de anlamadım. Düşündükçe yazdım.Sonuna kadar tahammül eden olursa bilmek isterim.

Mutlu bayramlar.

Eleştirdiğim herşeyi ben de yapıyorum. Hatta bu yazıyı yazarken yapmış oldum.

Facebook'taki profil resmimi çoktan değiştirdim. 

Hiç yorum yok: