Zuhal'in Müzesi

22 Nisan 2014 Salı

Z atölye



Merhabalar.

Bir süredir butik kurabiye  atıyorum ama burdan paylaşma sansım olmamıştı. adı Z atölye olan bir facebook sayfası açtım. Merak edenleri oraya beklerim. Blogumu da telefonumdan kontrol etmenin yolunu bulur bulmaz güncel tutmayı planlıyorum. Şimdilik sadece son günlerde yapmış olduğum baykuşlu kurabiyeyi koyarak baybay diyorum.

facebook sayfamın linki  burada

14 Ocak 2014 Salı

Sabun süsleme...

Sabun süsleme deyince sabunu kendim yaptım ya da sabunun kendi üzerinde çalışmalar yaptığım düşünülmesin. Ben sadece marketten daha önce almış olduğum minik sabunları paket yaptım diyelim.  Yılbaşı için yaptığım kurabiyelerle birlikte sevdiğim birkaç isme hediye gittiler. Sabunları özellikle havluyla ikili yaparak hediye etmek hoş oluyor bence

Sabunun altına koyduğum malzeme eşimin bana bir zaman getirmiş olduğu -hangi zaman olduğunu hatırlamıyorum ne yazık ki :(- çiçeklerin dış kaplamasıydı. Malzemeyi çok doğal bulduğum için saklamıştım. Aynı sabunlardan Deniz Lal'in diş buğdayı için de süslemiştim. Merak ederseniz burada.


11 Ocak 2014 Cumartesi

Maviş kurabiyelerimmmmm...

Mavi kurabiyeler...

İkinci şeker hamuru denemem olur kendileri. Bir arkadaşımızın doğum günü olan 4 yaşındaki oğluna hediye olarak hazırlandılar. Henüz kalıp, slikon şekillendirici vs. gibi malzemelerim oldukça sınırlı sayıda olduğu için hayal ettiğim her şeyi yapamıyorum. Ama en azından renkleri hayal ettiğim gibi.

Sevgiler...





10 Ocak 2014 Cuma

Yılbaşı kurabiyelerim (Çanlar kimin için çalıyor?)

Tamam kabul. Yeni yıla girmiş ve ocak ayını eskitmeye başladık biliyorum. Ama ben ancak yazabiliyorum işte. Bu aralar kızım hasta. Umarım çabuk toparlanır. Anne olduktan sonra gönlümce yazamaz oldum. Yaşam daha hızlı akıyor. Ben buralara yazmaya çalışırken herşey çabucak eskiyor, gündemimiz değişiyor. Ama her zaman dediğim gibi seviyorum blogumu :)

Resimdeki kurabiyeleri yılbaşı için yapmıştım. Şeker hamuruyla ilk denemelerim. El sıkışmamız yani :) 




30 Eylül 2013 Pazartesi

bir baktım çıktım ben...

Tekrar merhaba. Deniz Lal 1 yaşında. 1. doğum gününü evimizde sevdiğimiz dostlarımızla birlikte kutladık. O güne dair çok şey yazmak istiyorum ama yine gecenin köründe pc başına oturduğum ve gözlerim kapanmak üzere olduğu için bu resmi koyup çıkıyorum. Resimdeki detay o günden. Bu sıralar sadece ve sadece onunla ilgilenebiliyorum. Başka hiçbir şey yapamıyorum. Aslında bu durum yani sadece onunla ilgilenmek ve başka hiçbir şeye zaman ayıramama ya da bunu becerememe durumu insandaki sahip olduklarıyla yapamadıkları arasındaki çekişmeyi hızlandırıp sinir bozuyor. Ama son günlerde farkettim ki hiçbir şey yapmak istemezsem, yani hobilerimi ve çalışmayı vs. gözardı edersem 24 saat insana yetiyor ve şu bahsettiğim çekişme yaşanmıyor. Ama ben böyle biri miyim? Maalesef değilim. Benim çekişmelerim yarın başlar. Biliyorum. Onlardan biri olamasam da ''yaşasın -çalışıyor musun sorusuna hayır çocucuğumu büyütüyoooorum- diye cevaplayan kadın topluluğu. Ay nasıl imreniyorum bu cevaplarına. Benimse aklımdan sürekli vagonları fikirlerle dolu bir tren geçiyor. Bugünlerde olduğu gibi bazı istasyonlarda rötar yapıyor o kadar. Evde oturmaktan hoşlanıp çalışmayı hiç düşünmeyen kadınların vicdanı ne kadar rahat. Sanki çalışmak ayıp da evde oturmak daha havalı. Deli bunlar ya. Yarın sabah işe gitmek için neler vermezdim. Ama Laliş çok küçük az daha az daha diyerek zamanı geçiriyorum. Bakalım ne zaman canıma tak edecek. Çocuk büyütüyooooorumcu kadınları cinnet basmıyor mu evde yahu? Aman neyse banane. Ne halleri varsa görsünler. Gece gece zaten bir baktım çıktım ben. Umarım daha sık yazarım. Çok istiyorum yoksa.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Yunan Mitolojisi - Khaos

Khaos (χάος), evrenin yaratılışı sırasında ortaya çıkmış tanrıların ilkidir. Khaos dişidir ve o da bir bakıma kızı Nyx ve torunları kader tanrıçaları (Moirai) gibi bir kader tanrıçasıdır. Filozof Herakleitos, Khaos'u varlıkların kaynağı olarak düşünür.Topluca protogenoi diye adlandırılan bu ilk tanrılar, evreni oluşturan yeryüzü, gökyüzü, hava, deniz, karanlık, ışık, yer altı, zaman gibi bileşenlerin mitolojik temsilidirler. "Boşluk", "aralık" anlamındaki Khaos, yerle gök arasındaki boşluk, yani hava demektir. Yeryüzünü ilk çevreleyen katmandır. Ozan Hesiodos'a göre Khaos, evrenin meydana gelişi öncesinde elementlerin bir karışımıdır. Hesiodos'un Theogoniasında, Khaos'tan aşağıdaki 5 tanrının türediği söylenir: Gaia - yeryüzü; Tartaros - yer altı çukuru; Eros - aşk; Erebos - karanlık; Nyx - gece.

4 Ağustos 2013 Pazar

Anneyim ya ben ondan mı tüm bunlar?


  • Gece 01:00
  • Bütün gün internete giremedim.
  • Saçımı hiç taramadım.
  • Ancak çok sıkışınca ve saatlerdir tuttuğumu farkedince tuvalete gittim.
  • Şu an üzerimdeki herşey lekeli. Hatta en son t-shirtümde mavi yapışkan bişey farkettim, dokunmaya ürktüm. Yoksa dedim kanım artık mavi mi akıyor bir yerimmi kanadı. Önce kokladım. Bi baktım naneli sakız. Paketi akşam üzeri aldım, içinden 1 tane çıkardım onu da çiğnedim. Deniz Lal de henüz sakız çiğneyemediğine göre bu nasıl bişey böyle ya nasıl bulaştı öfffff.
  • Yerler hep oyuncak dolu. Toplamak yerine sek sek oynar gibi etraflarından yürüyorum.
  • Telefonumun kılıfı kemirilmiş.
  • Deniz Lal uzun süredir gece yarısı olmadan uyumuyor. Saati okumayı mı öğrendi acaba(!) Ve ben saat 00:00'a gelirken tüm sabrımı yitirmiş oluyorum.Küt diye herhangi bir yerde uyuyasım geliyor.
  • Babam sürekli uyutabilmem için emzirmem gerektiğini söylüyor.Çünkü çıldırma noktasında Deniz Lal'i ona verip ayağında sallamasını isityorum. Bu arada artık dişleri de var. Emmiyor ısırıyor.
  • Kadir gecesi olduğu için annem bolca dua etti. Umarım araya Laliş'in erken uyuması gerektiğini  de sıkıştırmıştır.

Ama çok güzel be annelik. Herkese tavsiye ederim. Bir gülüşü ömre bedel.

Annelik böyle işte değişik bir şizofren.

İyi geceler, tatlı rüyalar.


3 Ağustos 2013 Cumartesi

Bir Varmış Bir Yokmuş...

Çok yeni zamanlarda bebeği 1 yaşına girecek olan deli mi deli, bebekten sonra daha da deli bir kadın varmıııııış. Bebeği 9 aylıkken Zonguldak'a ailesinin yanına uzun bir tatile gitmiiiiiiiiiiiş. Bu tatil sırasında bebek biraz daha büyümüş nerdeyse 11 aylık olmuuuuuuuuuuş. Tabi büyürken daha da hareketlenmiş, buradaki tatlı kalabalığa alışmıııııııııııış. 

''Meğer annem ve babamla  ne kadar da sıkıcı bir hayatımız varmış. Hatta bütün gün babam evde yoktu ama burada herkes yanımda, herkes evde, gak desem bakıyorlar guk desem bakıyorlar'' diye düşünmeye başlamış. Veee bu arada eve döndüğünde eski sıkıcı hayatı istemediğine karar verip daha renkli ve coşkulu yaşamak için planlar yapıyormuuuuuuuuuş. Tek gerekli olan daha enerjik anne ve babaymıııııııııış. Bir gün annesi, bebeğin bu planın farketmiiiiiiiiiiiş. Ve gitmeye az vakit kaldığı için yusuf yusuf ediyormuuuuuuuuş. 

Masal burda bitmiyor, daha yeni başlıyor :)

2 Ağustos 2013 Cuma

Kabak Çiçeği



Bugün bunu yiyeceğiz.

Annemlerin bahçesinden kabak çiçeği olur kendileri.

Daha önce dolmasını hiç yemedim.

Laf aramızda annemde zaten emekli olduktan sonra yemekleri çeşitlendirdi.

Şşşşşşşşşşştttt duymasın :)

İnsan bunu yemeye kıyabilir mi yaa!! Şu güzelliğe bak.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Deniz Lal'e Tütü Etek



Bu ikinci tütü eteğimiz.

Bu defa beyaz yaptım. Üzerindeki çiçekler annemin vazosundan yürüttüğüm çiçekler.

Çaktırmayın :)

Manken de benim tatlı prensesim...