Zuhal'in Müzesi

4 Ekim 2010 Pazartesi

my kitchen...

Annemler burdaydı demiştim geçen hafta. Onun da vermiş olduğu enerjiyle ve de en çok annemin; ''ne görsen almışsın'', ''hiçbirşeyi atmamışsın'' , ''bu evin hali ne böyle'' , ''artık alışveriş yapma'' , ''şu eskilerinden kurtul'' gibi cümleleri dehşete kapılarak sarfetmesinden dolayı eski keten pantolonumun paçalarını bakliyat kesesi yaptım. Pantolonu elime aldım şöyle bir baktım, atamam biliyorum, öyleyse bunu ne yapsak diye düşünürken...Evreka!!!

Bağcıkları kendinden hazırdı. Rengi de çok uygundu. Geriye tek kalan bir makastı. Veee kestim!!! Kestim kestim de kesmeden bir fotoğraf çekeyim dememişim. After - before yapardık.

Söz konusu bağcıklı pantolon paçası olunca yan dikişler tamam geriye sadece kestiğimiz, torbanın altı olacak yeri dikmek kalıyordu. Annem bu bölümü elinde dikti. Ben de asetat kalemi elime aldığım gibi boyamaya başladıım. Üzerinde çok fazla  düşünmeden ilk aklıma geleni (my kitchen) yazdım.

Bu kadar spontane gelişmesi ve ardında kullanışlı bir ürün çıkması çok keyif veriyor bana.




İki paçadan iki torba, pantolonun üst bacak bölümünden de iki torba daha çıktı. Onlar daha sonra...

5 yorum:

neval dedi ki...

dahice ,sevimli ,özgün

Mimosa Café dedi ki...

çok tebrik ederim acayip güzel olmuş. bu arada sanırım hemşehriyiz ben de mersinliyim :) ama istanbuldayım şu an. çok sevgiler.

Zuhal'in Müzesi dedi ki...

NevaL;özgün haklısın. Hızlı bir özgün. :))Seviyorum böyle şeyleri napimm

Merhaba Mimosa Cafe. Ben aslında Zonguldaklıyım ama 97'de üniversiteye başladığım yıldan beri burada yaşıyorum. Artık Mersinli sayılabilirim. Ama gurbet de zor yani sen de bilirsin...Beğenin için çok teşekkür ederim..

Gülen Tezer dedi ki...

:) hemen gelip tanımak istedim bu arkeoloğu. Bir de ne göreyim, kesici-biçici geldi haniiim tadında bir yerdeyim. Kesmek çok güzel bir şeydir.
Torbaları pek bir sevdim.
Not: ben de Safranbolu'luyum.
En bi' not: Kaya Mezarlarını gezdirmek isteriz size ama sizden de bilgi sömürürüz haberiniz ola :)

Zuhal'in Müzesi dedi ki...

Gülen merhaba...ben o mesleğini yapamayan arkeologlardan olduğum için artık sadece gezme tozma modunda ilgilenir oldum arkeolojiyle ne yazık ki. kesme biçme işine gelince...evet dayanamıyorum ve herşeyi deli gibi biriktiriyorum. çalışırken her ne kadar yapamasam da bir küçük şey bile tasarlamak çok mutlu ediyor beni.. böyle deli deli yaşıyorum işte.:)
sizin memleket de çok güzel bu arada belki bayramda giderim. yakınlarım var orada yaşayan. eski çarşısı çok güzel.
arkeolog olduğumdandır belkide eski merakım, herşeyi toplamam, saklamam falan. ay öyle işte...sevgiler...