Zuhal'in Müzesi

15 Nisan 2010 Perşembe

''kutsal kase''

Sinirden çatlamak üzereydim tam.....Derken 10' a kadar sayıp derin bir nefes aldım...İki paket de eti brownie  yedim.... Ve işte final...Daha sakinimmm...

Bu asabiyetin sebebine gelince...Sebep erkek cinsinin eşya kullanmadaki beceriksizliği ve kullanım yerleri konusundaki kafa karışıklıları...Bunlara anneleri, çocukluktan başlayarak  öğretmiyor mu yaaa,  kase, tabak, bardak mutfakta; diş fırçası, şampuan banyoda kullanılır diye...Allahım allahım...Bukle bukle(!) saçlarına bakım yaparlarken banyoyu çok fazla dağıtmamalarını, yumurta fırçasını ve diğer mutfak gereçlerini bu iş için kullanmamaları gerktiğini, zaten banyo dolabında böyle işler için alet edevat olguğunu daha kaç kaç kaç kaç kere söylemeliyiz. Hem de bağırbağıraaaaaaaa...Aaaaaaaaa...

Amaaan  ya... Vallahi başıma ağrı girdi...Bööyle sağ tarafına doğru, gözüme iniyor ağrısı...İki tane brownie 'yi de indirdik mideye akşam akşam...

Düzenli olarak badem yağı alıyoruz saç bakımı için. Ama ben daha hiç süremedim saçıma...Nasıl iştir anlamadım...Evde yaşayan diğer bireyden bana sıra gelmiyorki.

Geçen hafta sonu da bir erkek berberi gördüm delirdim zaten...Ben daha böyle kokoş kuaför görmedim. Böyle bayan kuaförü bulsam  giderim vallahi. Hani bu erkek berberlerinde müşteri koltuğunun önünde lavabo olur ya, sevimsizdir hani...Adamlar koymuş lavaboyu, geleneği bozmamış ama altın sarısı metal yuvarlak bir lavabo..Bir kokoş bir kokoş inanamazsınız...Yine müşterinin önünde tavana kadar uzanan altın rengi çerçeveli upuzun bir ayna...Müşteriler traş olurken birbirini görmüyor, birbirinden siyah kalın camlarla ayrılmış bölmelerde televizyonlarını seyrede seyrede keyif sürüyorlar...tam erkek işi yani... Keyif çatmaya yönelik...Kadın aceleciliği gibi değil...''benimki sadece düz fön ben bir oturup halletseydim de bu bayanın kesimini sonra yapsaydınız.'' tavrı söz konusu bile değil...

Neyse...Çok uzattım yine...Bir kasedir beni bu noktaya getiren gece gece... Kalk git yat desin biri bana...

Bir ara beş dakika  koaföre uğrayıp ''kırık''larımı aldırayım...

Hiç yorum yok: