Zuhal'in Müzesi

16 Ocak 2010 Cumartesi

Fabrika Ayarlarım

 Şimdi birdenbire doğduğumuz ana dönüş yapsak...Sadece çaresiz bir ''ınga''lamayla devam etsek yaşama...Herhalde aklımızı kaçırırız (gerçi o vakit henüz kaçıramayız daha, zihin tertemiz ya ). ''Aklımdan neler geçiyor ahh bi de söyleyebilsem'' diye bakan minik bebek gözleri,  hahaha  :)))

 Doğum anı...Bizim fabrika ayarlarımızın son bulduğu an,  tam  bu an işte...Büyük ihtimalle doğum anından çok kısa bir süre sonra hemen ayarlarla oynanmaya başlanıyor.. İşin kötüsü ayarların büyük kısmı biz daha kendimizi bilecek yaşa gelmeden yapılmış oluyor. Sonra düzelt sıkıyorsa... Ayarlar kazık çakıyor adına insan dediğimiz makineye...

Neyse ne diyordum...

Doğum anından hemen sonra ilk iş emmeyi (emme falan yazdık diye yanlış anlaşılmasın, süt için anne memesi emmek...şıışşştt ona göre) öğrenmek mesela...Nasıl öğrendiğini hatırlayan var mı??? Yok tabi ki... Aslında öğrenme psikolojisi yönüyle incelersek, emme hareketi öğrenmeden ziyade bir refleks olarak gelişmektedir, anımsadığım kadarıyla tabi.  Şimdi yanlış bilgi vermek istemem bu yüzden konunun bilimsel kısmına çok girmiyorum..

Emmeyi öğrendikten sonra derdimizi anlatmanın en iyi yolunun ağlamak olduğunu öğreniyoruz mesela.. ''Ağlamayana meme yok'' hesabı... Sonra derken yıllar geçiyor...Bir bakmışız annemizi babamızı nasıl parmağımızda oynatacağımızı öğrenmişiz.

Sonra emeklemeyi, yürümeyi, koşmayı, kaşık tutmayı, giyinmeyi, konuşmayı ve daha birçok yaşamsal faaliyeti gerçekleştirmemizi kolaylaştıran  eylem ya da durumları öğreniyoruz.(Öğrenme psikolojisine  bu saydıklarım  yaşamsal öğrenme olarak bilinir. Yani kendiliğinden, gereklilik gereği gelişen öğrenmedir. (Ama dediğim gibi bu yazı bilimsel değil)

...???...

Vallahi ben bu yazıya nerden girdim ne anlatacaktım neden bu konulardan girdim yazarken bir yandan tv izlediğim için unuttum.  Acun'un Yetenek Sizsiniz Türkiye'sini izliyordum. (Çok güzel dans eden iki delikanlı vardı. Çok alkış aldılar, ben bile nerdeyse çığlık atacaktım evden) Zaten verceğim  bir mesaj da yoktu. O yüzden burda bitirsem  iyi olacak. Herhalde doğduğumuz andaki o saf, temiz halimizi vurgulayacaktım hatırlamıyorum ki...:)) Allah allah...İşte beynimi tam 32 yıldır tuhaf şeylerle doldurduğum için böyle gidip geliyor arada...Bana sahiden bir fabrika ayarı gerekli sanırım...  :))

Bitirecektim değil mi yazıyı?

Bitirdim.

Hiç yorum yok: