Aşağıdaki metnin konusu Eureko Sigorta reklamından esinlenerek hazırlanmıştır. (Doğrucu Davut).
Korku odası:Yazaaar, yazaaar, yazaaar ... Panik ve hayal odalarıyla kankadır. Ama panik odası gibi uzun aralıklarla çalışmaz. O daima iş başındadır. İyiden de kötüden de korkar. Güzelden de korkar çirkinden de. Yolda yürürken ayağı takılıp düşecek diye korkar mesela. Yeni yeni hastalıklar öğrendikkçe kendini şöyle bir yoklar,''bende de olmasın bu'' : (( diyerekten. Dişi ağrısa korkar, başı ağrısa korkar, biri gecikse korkar, tarfikte korkar, ölümden korkar, hamam böceğinden korkar, evde odalardan biri çıkacak sanır, yerdeki tozların yürüdüğünü zanneder. Gerçekten yürüyorlarsa diyerekten daha da çok korkar. Sevdiklerini kaybetmekten çok korkar , kendi yazar kendi korkar .. Bazen kendine de kızar. Donar kalır... Ama Allahı var yiğitliğe hiçbirşey sürdürmez. Bazı kişi ve kurumlarca soğukkanlı bile zannedilebilir. Çünkü böyle görünmek için çaba harcar. Yıkık görünmekten pek hoşlanmaz, gereksiz bulur .. Kötü görüntü diye düşünür.
Keyif Odası: Her türlü hobi bu odada hayata gözlerini açar. Takı, toka, ıvır zıvır işler, resim, ebru, sinema, alışveriş, nutella, evim dergisi, kitaplar, havuz, deniz, güneş, bronlaşma çabası (yazarken bile keyfim yerine geldi), sudoku, yazmak, çizmek, biraz dedikodu, arkadaşlar, gezmek, tozmak, hayale dalmak, yemek, içmek olsun ... Eee daha ne olsun ... Vur patlasın çal oynasın. Bu oda bazen yoğun olur bazen çok sakin ... Psikolojik olarak herşeyden etkilenir. Napsın! .. O da kederini böyle atar.
Hayal Odası: Çok yoğun çalışır. Çoktur işi çookk ... Kâh Hindistan'da bir filin üstünde kâh bir denizaltıdadır. Sınır tanımaz. Dünya yansa umrunda olmaz ... Filin üstünden hemen aşağı atlayamaz. Dünya beklesin ... Dalaaar dalaaar gider. Ama çok fazla paylaşmaz. En büyük hayallerini henüz kimselere anlatmamıştır. Çok konuşulursa lafta kalıp eyleme dönüşmeyeceğine dair bir takıntısı mevcuttur.. Zaten anlatıp anlatıp bi iş beceremeyenlere de bu yüzden sinir olur.
Gerçek Oda: Aslında tüm gerçeklerin farkındadır. Ama her fırsatta örtbas etmeye çalışır ki, az biraz huzur girsin içeri... Tüm gerçeği aynanın karşısına geçip anlatır ... Sonra komalık tabi .. Sık sık krizlere tanık olur. Bu oda diğerleri arasında pek sevilmez. Hayal odası özellikle gıcıktır bu odaya. Eline geçirse bir kaşık suda boğar.
Çalışma Odası: Kapısında genellikle ''Tadilat dolayısıyla kapalıyız'' yazar. Arada açılır, çabuk sıkılır, çalışırken eğlenmek ister. O yüzden kapalı zaten .. Sloganı; ''Üşeniyorum o halde yarın''dır.
Panik Odası: Tam bir korku filmini andırır. Karanlıkta Nicole Kidman, filmin en gergin müziğiyle ''The Others''dan çıkıp gelivermek üzere gibidir.
Küp şeklinde bir odada köşelerden birinde bir kadın oturmaktadır. İnce bir çizginin üzerinde, aklını yitirmeye yakın bir kıvamda dehşet bir joker kahkahası atarak çaresizce bakınmaktadır.
Seyrek dolar bu oda. Zaten sıklıkla ziyaret edilse ... Allah muhafaza ... Akıllara zarar ...:))
Sinir Odası: Biri kapının ardından sinir gazı atmış ve hemen kaçmış olmalı. Her an herşey olabilir, kimse neler olacağını tahmin edemez. Sinsice dolar içerisi. Son damlayla beraber sel götürür, depremler olur. Alt yapı sağlam olduğundan çok fazla hasar görmez bu doğal afetlerden. Şaşkın gözler dövecek gibi bakar. Ama iş işten geçmiştir. Tutamaz kendini, deliriverir.
Karar Odası: Kendisiyle ve eylemleriyle barışıktır bu oda. Çünkü ona göre bir karar alınırken hissedilen ve talep edilen şey, kararı etkiler kiiiiiii tam da bu nedenden dolayı her türlü karar doğru kabul edilir. Kararları doğru ve yanlış olarak değerlendirmez. Verilen karar alınması gereken karardır. Hayatı önceden kristal bir küreden izleyemediğimize göre sonuç kestirilemez ve risk alınmalıdır. Zaman akıp gider. Hayat her zaman değişkenlik gösterir. Öyleyse pişmanlık saçmadır.
Cesaret Odası: Eeee... neler var burda bir bakalım. Cesaret odasının duvarını kırıp korku odasını biraz geniş tutmuşlar. Ya da balkonu kapatıp uyduruktan cesaret odası yapılmış, haha ..:)) Ayy hakkını yemiyim ... o kadar kötü değil bu odanin hali ... Bir Hattori Hanzo Kılıcı alıp savurabilir isterse. Yapar yani söylim. Bu oda öyle bir oda ki diğer odalara herşeyi söyleyecek cesareti vardır öncelikle. Yeniliklere çok açık değildir doğru. Çünkü yaşanmış olanı, eskiyi sever. Ama en büyük cesaret yeniliklere açık olabilmektir bunu bilir.
Şimdi bu odayı nasıl anlatsam bilmiyorum. Bu oda sürekli arkadan iter. Bu yüzden odalar, emekli kuyruğu gibi birbiri ardına sıralanmış durumda olduklarında cesaret odası arsızlaşır. Sırada beklemeyi sevmez. Arkadan ittirir sürekli. Nerdeyse kaynak olacak edepsiz:))
2 yorum:
açık yürekle kendini tanıyıp ifade etmen çok güzel sayfana bayıldım ve devamını merakla bekliyorum
Çok teşekkürler...Ne mutlu bana...
Yorum Gönder