Bugün çevresini saran betonlaşmadan biraz hüzünlü ama Akdeniz’in mavisi ile kucaklaşmaktan sanki mutludur....
Mersin’in 11 km. batısında, Mezitli’de yer alan Soli, Ovalık Kilikia Bölgesi’nin batı sınırındadır.
Kentin erken tarihi konusunda bilinenler azdır. Soli’de bulunduğu öne sürülen ve bugün Berlin Staatlichen Museen’deki Luwice yazıtlı mühürler ve silahlar Orta Tunç Çağı’na tarihlenir.
Antik kaynaklar, Soli’nin bir Rhodos-Lindos kolonisi olduğunu belirtir. Buna göre, İ.Ö. I.bin yıl başında doğu Akdeniz ticaretinde Soli önemli bir liman olmalıdır. İ.Ö.VI.yy. ortalarından başlayan ve Büyük İskender’e kadar (İ.Ö.IV.yy) süren Anadolu’daki Pers egemenliği Soli için de geçerlidir. Ancak İ.Ö.V.yy.’da kentte sikke basılması kentin bir ölçüde özerkliğini koruduğunu yansıtır.
Hellenistik dönemde Seleukos egemenliği altında Soli liman kenti parlak bir dönem yaşar. Strabon’un söz ettiği Solili ozan Philemon, filozof Khrysippos ve Aratos bu sırada yapıtlarını verirler.
Seleukos yönetiminin İ.Ö. I.yy.’da zayıflamaya başlamasıyla Soli için de zor günler başlar. Armenia Kralı Tigranes, kenti yağmalatıp, halkını göçe zorlar. Böylece, Kilikia için yağmacılık, esir ticareti ve kargaşa anlamına gelen korsanlık başlar.
Romalı komutan Pompeius’un bölgedeki karışıklığa bir son vermek için İ.Ö.67’de yaptığı reformlarla dağdaki korsanların bir bölümü nüfusu azalan Soli’ye yerleştirilirler. Grekçe Soloi ile başlayan, Latince Soli olarak kullanılan kentin adı, bu olaydan sonra Pompeiopolis (Pompeius’un kenti) olarak değiştirilir.
Roma yönetimi ile birlikte kent yeniden canlılığa kavuşur. Roma imparatoru Hadrianus İ.S.130’da Anadolu’ya yaptığı gezi sırasında artık Roma’nın bir eyaleti olan Cilicia’ya da gelir ve Soli’deki liman çalışmalarına parasal destek verir.
Soli, Hıristiyanlık döneminde bir piskoposluk merkezidir. Ancak 525’de büyük bir depremle zarar görür ve VII.yy’da da Arap akınlarıyla karşı karşıya kalır.
Günümüze ulaşmamakla birlikte XIX. yy.’da Soli’ye gelen Avrupalı gezginler, kentte tiyatro, tapınak, hamam gibi yapıların ve nekropolis’in bulunduğundan söz ederler.
Soli antik liman kenti kalıntıları başlıca üç bölümde incelenebilir:
A) Sütunlu Cadde
Bugün caddede toplam 33 sütun ayaktadır. Bunlardan 4’ü batı 29’u doğu sütun dizisine aittir. Korinth düzenindeki sütun başlıklarından bazıları figürlüdür. Ayrıca bazı sütunların üzerindeki yazıtlardan, caddeye bakan konsollarının Roma imparator ya da üst düzey yöneticilerinin büstlerini taşıdığı anlaşılmaktadır.B) Soli Höyük
Höyük yaklaşık 22m. yüksekliğinde ve 300m. çapındadır. Tepe üzerinde yapılan yüzey araştırmalarında Erken Demir Dönemi’nden, Roma Dönemi’ne kadar tarihlenen keramik parçaları bulunmuştur.
C) Antik Liman
Antik liman kalıntılarının büyük bölümü bugün de görülebilir. Liman birbirinden 200m. aralıkla düzenlenmiş iki dalgakırandan oluşur. Batıdaki daha iyi korunmuştur. Limanın boyutları Soli’nin antik dönemdeki büyüklüğü üzerine fikir vermektedir.Günümüzde Soli antik kentinin çevresi yerleşim alanıdır. Bu nedenle kalıntılar yok edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Soli’nin kurtarılması için arkeolojik kazıların yapılması zorunludur. Soli kazıları, hızlı kentleşmenin tarihsel dokuya olumsuz etkilerini azaltacak, anıtsal liman kentini sosyo-kültürel yapısıyla açığa çıkartarak, toplumun bilgisine sunacaktır.
kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder