Zonguldak'ta olmak bana iyi geldi. Mersin'de ne kadar istesem de Deniz Lal ile evde bütün gün yalnız olduğum için hiç birşey yapamıyordum. Burada hiç olmazsa biraz pasımı attım diyebilirim. Ayrıca elimi oyalayan işler çok rahatlatıyor beni.
Annem atacak oldu ben yine durdurdum.
Bu ekmek sepetini yılar önce Mersin'den almıştı hatırlıyorum. Ama son yıllardaki yeri merdivenlerin kenarı olmuştu nedense. Bu defa, annemin tüm memuriyeti boyunca masa altında, emekli olduktan sonra da göğsünü gere gere ördüğü danteller geldi aklıma.
Sepetin içindeki kumaş eskiydi onu çıkarıp temiz pembe bir kumaş yapıştırdım. Desenleri çok yumuşak göze batmıyor. Dikey çubukların olduğu yerdeki kumaşı da sökerek sepetin etrafına dantel geçirerek aynı dantelden iki uzun kenara da birer fiyonk bağladım.
Sepetin eski halini fotoğraflamamışım. Ama yeni halinin daha güzel olduğuna emin olabilirsiniz. Bir önceki postta görünen diş buğdayı sabunları da sepetin içinde dağıtılmayı bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder